13 Mayıs 2015 Çarşamba

432 çocuk baba diye kara toprağa sarılıyor.

432 çocuk baba diye kara toprağa sarılıyor.

Soma’da 13 Mayıs 2014’te 301 işçi yaşamını yitirdi.

Başrolde taşeron şirket Soma Holding vardı ve arkalarında asıl aktör AKP.

Madende ise bir dizi eksiklikler.

Herkes günlerce Soma’ya ağladı. Birden çok hikaye vardı. Hepsi de birbirinden acıydı.

Yaşamını yitiren madencilerin en genci 18, en yaşlısı ise 53 yaşındaydı.

Suçlu ortadaydı. Fakat göstermelik birkaç kişi tutuklandı. Tutuklu sanıklar duruşmaya getirilmedi ve suçu ölen mühendislerin üzerine attılar.

Facianın ardından açılan davada sekizi tutuklu 45 kişi yargılanıyor.

Tutuksuz yargılanan 37 kişiden 13'ü gözaltına alınıp serbest bırakılmıştı.

Sanıklardan tutuklu olan sekizi 301 kez "Olası kastla öldürme" ve 161 kez "neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama" iddiasıyla yargılanacak.

Sanık Can Gürkan iddianamedeki ifadesinde; “Biz bu işe gerek ben, gerek babam olsun bütün sermayemizi verdik, emeğimizi ortaya koyduk. 6 bin 400 kişiye ekmek kapısı açtık, meydana gelen kazada en çok biz mağdur olduk. Bütün yatırımlarımızı güvenlik önlemlerine harcadık" dedi.

“432 çocuk baba diye kara toprağa sarılıyor” dedi işçilerden Bayram Erol’un eşi Seda Erol.

Bir sonraki duruşma 15 Haziran’da.

Ve gerçek sorumlular hala koltuklarında.

Ailelerin acısı ise hiçbir zaman dinmeyecek.


Kadın Partisi Genç Gelecek



24 Mart 2015 Salı

"OYUNU DEĞİŞTİR"

"OYUNU DEĞİŞTİR"


“Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” diyen TBMM; kadının  yok sayıldığı ve erkek egemen siyaset anlayışının daha da ağırlaştığı bir süreçten geçiyor. 

Vekil olduğunu unutup kendini milletin üstünde gören zihniyetin hüküm sürdüğü siyaset, ne yazık ki toplumun hiçbir kesimini  güvende hissettirmiyor.

Ötekileştirme;  korku ve endişenin hüküm sürdüğü ortamda kadınlar, çocuklar ve hayvanlar için şiddetin dozu gittikçe artıyor.

Erkek egemen  mevcut siyasi yapı;Türkiye’yi korku ile yönetilen mutsuz insanların yaşadığı bir ülkeye dönüştürürken dünyadaki saygınlığımızı ve itibarımızı da  kaybettiriyor.

“Erkek egemen demokrasi”den gerçek demokrasiye geçiş için siyasette kadın sayısının 275olması gerektiğini ancak mevcut hiçbir partinin aday sayısında dahi yüzde 50’yi yakalayamadığını söyleyen Kadın Partisi, kadınlara bağımsızlık çağrısı yapıyor. 

Ülke yönetmeyi Playstation oynamak zanneden erkek egemen siyaset için “Game Over” diyen Kadın Partisi’nin “Oyunu Değiştir Projesi” ile ilgili detayları paylaşmak üzere düzenlediği basın toplantısında sizleri de aramızda görmekten mutlu olacağız.


Tarih: 25 Mart 2015 Çarşamba
Saat : 10:00
Yer: İTÜ Maçka Sosyal Tesisleri

CV:  Dilara Demirkan / PRoaktif İletisim
Tel: 0 212 434 6153 (Pbx)

27 Şubat 2015 Cuma

“Mecliste Önce Kadın, Sonra Partili Olacağız”

“Mecliste Önce Kadın, Sonra Partili Olacağız”

25 Haziran 2014 ‘de “Erkek Demokrasiden Gerçek Demokrasiye” sloganı ile kurulan Kadın Partisi, 2015 seçimlerine katılmak için yoğun bir hazırlık yapıyor.
Kadın bakış açısıyla siyaset yapmayı misyon edinmiş olan Kadın Partisi, aynı zamanda %50 gibi büyük bir grubu temsil etme potansiyeline sahip olduğunu da unutmuyor.

Siyasi hayatına yaklaşık 4 yıl önce, Girişim olarak başlamış olan Kadın Partisi, 2011 genel seçimlerine 2 bağımsız adayla katıldı. Seçim döneminde, her toplumsal kesimden seçmenin ilgisinden, siyasi alanda yeni arayışa, yeni bir anlayışa ihtiyaç olduğunu deneyimledi. Mecliste önce kadın olduklarını ve kadın bakış açıcısıyla siyaset yapılması gerektiğini savunan Kadın Partisi, mecliste kadın bakış açısının tüm yasa, yönetmelik, karar ve kararnamelerde yer alması için, kadınların güvenliği konusunda çalışmalar yapılması ve bütçe ayrılması için çalışacaklarını belirtiyor.

Yaklaşık 10 ilde örgütlenme çalışmasını tamamlamış olan Kadın Partisi, bağımsız adaylarla ya da siyasi yelpazedeki ortak değerlere sahip partilerle seçimlere girmeye kararlı ve bu amaçla seçim işbirliği görüşmelerini sürdürüyor.

Kadına yönelik şiddetin önlenmesinin, kadının statüsünün yükseltilmesi ve karar mekanizmalarında kadının eşit temsili ve ancak BAĞIMSIZ kadınların siyasete girmesiyle mümkün olacağını söyleyen Kadın Partisi, Kadınların, gençlerin, LGBTI bireylerin ve tüm toplumun temsil edilmesi için çalışacaklarını belirtiyor.

Kadına kamusal alan dışında rol biçmeye çalışan ve gittikçe muhafazakarlaşan ülkemizde, Kadın Partisi’nin kurulmasını, kurulma çalışmalarının başladığı 2010 yılından beri yabancı basın, uluslararası kurum ve kuruluşlar dikkatle takip ediyor.

Kadın Partisi, isyanı olan bütün kadınları ve demokrasiye inanan erkekleri, ayrım gözetmeksizin kendi öz partilerinde siyaset yapmaya davet ediyor.

KADIN PARTİSİ MYK

16 Şubat 2015 Pazartesi

SUSMADIK, SUSMAYACAĞIZ!

Boğazımız düğüm düğüm, gözlerimiz dolu dolu, içimiz kan ağlıyor.
Ama,
Susmadık, susmayacağız!

“Kadın-erkek eşitliği fıtrata ters” diye diye katilleri yüreklendirenler ülkemizin başına gelmiş en büyük felakettir.
Bir kadını, öldürüp yakacak kadar mı vicdansız oldunuz? Sığdıramadınız mı kadını dünyanıza?
Annesi, babası dört gözle okuldan eve gelmesini beklerken siz vicdanınıza nasıl yakıştırdınız bu kara lekeyi?

“Tecavüze uğrayan doğursun, gerekirse devlet bakar.”
“Tecavüzcü, kürtaj yaptıran tecavüz kurbanından daha masumdur.”
“Anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün? Anası ölsün”
Tanıdık geliyor mu bu sözler?

“Ben zaten kadın-erkek eşitliğine inanmıyorum.”
Peki ya bu?

Bu ülkenin kadınları sizi asla affetmeyecek. Sesimiz daha gür çıkacak ve boyun eğmeyeceğiz kadını ayaklar altına almanıza. Bugün Özgecan öldüyse yarın bir başkasının ölmesine müsaade etmeyeceğiz.

Sıra kadınlarda. Yıllardır erkekler oturup kadınlar hakkındaki kararları verdiler. Şimdi karar kadınların. Artık erkek egemen rejimin eski ve yeni bekçilerini evlerine gönderme zamanıdır.

Kadınlarla değişime ortak olmanın tam zamanı. Şimdi, el ele yürümeliyiz bu yollarda. Kendi çocuklarımıza, torunlarımıza güzel bir dünya bırakmak için.
Unutmayalım ki, hep beraber başaracağız.


Kadın Partisi Genç Gelecek





14 Aralık 2014 Pazar

HUKUK SİZİN OYUNCAĞINIZ DEĞİL!

HUKUK SİZİN OYUNCAĞINIZ DEĞİL!


Mağdurun kim olduğuna bakmadan, her türlü hukuksuzluğa karşıyız.

Dün kol kola yürüdükleri kadim dostlarını, çıkar çatışması dolayısıyla bugün paralel yapı ilan edip, yok etme operasyonuna girenler! Hukuk sizin oyuncağınız değil! Keyfi olarak kimseyi tutuklayamazsınız!

Mazlumun kimliğini sorgulamadan baskıya, zulme, hukuksuzluğa karşı durmaya devam edeceğiz. Demokrasi, Özgürlük ve Hukukun Üstünlüğünün yanındayız ve hep olmaya devam edeceğiz.

Paralel Yapı diye niteledikleri kurum ve kuruluşlara yapılan aslında hepimize sopa göstermek ve baskı ve zulumle susturmaktır. Bu zulme, bu hukuksuzluğa, bu ayıba seyirci kalmak, ortak olmaktır. Seyirci Kalmayacağız!

Bu operasyonun en başındaki İSMİ LAZIM DEĞİL’i ŞİDDETLE KINIYORUZ, yeter artık bu nefret ve baskı, NEFES ALMAK İSTİYORUZ!

5 Aralık 2014 Cuma

Şimdi Oturup Düşünme Vaktidir

Şimdi Oturup Düşünme Vaktidir

Bugün Ermenek’teki madende son işçinin cansız bedeni çıkarıldı.

Soma’da 301 kişi öldü. Zamanın Başbakanı: “Bunlar olağan şeylerdir. Literatürde iş kazası denilen bir olay vardır. Bunun yapısında fıtratında bunlar var. Hiç kaza olmayacak diye bir şey yok” dedi.

Zonguldak’taki Karadon maden ocağında meydana gelen göçükte 30 kişi öldü, 28 kişinin cesedi çıkarıldı.  Kalan iki işçi; Engin Düzcük ve Dursun Kartal’ın cesetlerinin çıkarılması işini de 1 milyon 209 bin dolar teklifle işi üstlenen Çin'den Sino Steel Industr Trade (SSIT) Group Corporation yapmıştı. İşçilerin cesetleri 8 ay sonra çıkarılabildi. Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, 17 Mayıs 2010'da Zonguldak'ta meydana gelen grizu patlamasının ardından madencilerin acı çekmediğini, güzel öldüklerini söylemişti.

Elbistan Afşin’de,  6 Şubat 2011 ve 10 Şubat 2011 tarihlerinde ard arda meydana gelen iki olayda 75 milyon m3’ün üzerinde toprak kütlesi çökmüştü. O tarihten bu yana 9 işçi hala toprağın altında çıkarılmayı bekliyor.

Soma maden faciasında ikiz kardeşler İsmail ve Süleyman Çata, birlikte öldüler.

Soma’da Ergün Sidal’ın toprağa verildiği gün, oğlu dünyaya geldi.

Senem Yıldırım, Soma’da iki oğlunu birden kaybetti.

Soma’da küçük Esmanur, “Elbiseni katladım, telefonunu sakladım, hiçbir şeyini atmadım babam gelsin canım gelsin” derken;

Ermenek’teki faciada “Benim oğlum yüzme bilmez ki suyun içinde ne yaptı” diyen Ayşe Nine’nin evladı, artık hayatta değil.
Şimdi oturup düşünme vaktidir.

Bugün madenciler halaylar çekecekken hala yerin altında cesetlerine ulaşılamayan, hala her gün kayıpların yaşandığı bir noktadayız.

Ah be Murat Yalçın ağabeyim.  Sen çizmelerini çıkarma da varsın olsun sedye kirlensin. Zira o kadar kirli ki her şey...

Kadın Partisi Genç Gelecek

24 Kasım 2014 Pazartesi

KADINA YÖNELİK ŞİDDET DURMUYOR

Resmi rakamlara göre 2014 yılının ilk 10 ayında 235 kadın öldürüldü.

Taciz, tecavüz ve şiddet rakamları utanç verici boyutlarda.

Peki mücadele var mı, sonuç alınıyor mu, iyileşme söz konusu mu?

Sonuçlara bakıldığında iyileşme değil, tam tersine bir geriye gidiş söz konusudur. Bugün iktidarda hakim olan baskıcı ataerkil söylem marifetiyle, kadını eve kapatmak, çok çocuk doğurmasını sağlamak üzerine tasarlanmış bir toplum mühendisliği yapılmaktadır. Uluslararası anlaşmalar uyarınca, yasalar değiştirilmekte ancak zihinler ve dolayisiyla uygulamalar aynı kalmaktadır. Kadın ölüm haberleri sıradan olaylar gibi sunulmakta ve duyarsızlık umutsuzluğa neden olmaktadır.

Kadın Partisi olarak kadının yaşam hakkının sonuna kadar savunucusu olacağımıza, hak arama sürecinin en hızlı ve kolay şekilde yapılması için yeterli sayıda personel istihdam edilmesi ve bütçe ayırılması konularının takipçisi olacağımıza söz veriyoruz.

Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, her türlü ayrımcılığa, hegemonic söylem dahil ataerkil toplumsal şiddete karşı mücadelemizi sürdüreceğiz.

Bugünün kadına yönelik şiddetle mücadele günü olmasının belirleyicisi olan, 25 Kasım 1960 da Dominik Cumhuriyeti’nde hunharca öldürülmüş olan Mirabel Kardeşleri saygı ile anıyoruz.